Kesintili Demokrasi: Türkiye’de Çok Partili Yaşamda Kesintiler
23 Ağustos 2017’de hayata geçirdiğimiz TurkInkilabi.com platformunda ilk ortak yazımızı paylaşmış olmaktan mutluluk duyuyoruz. Ele aldığımız konu, fakültede bize ödev olarak verilmişti.
Konunun önemine de dikkat çekmek adına, kısa ancak konuya giriş mahiyetinde, kritik noktalara ve tartışmalara temas eden tek bir metin oluşturmak istedik. Bizler için farklı ve eşsiz bir deneyim oldu. Okuyucu için anlaşılır, aydınlatıcı ve ufuk açıcı olmasını dileriz.
“Samsun’a Doğru ve Ondan Sonra”
Göztepe ilerisinde geniş bahçeli bir köşk… Büyük Şef’in yakın arkadaşlarından emekli Orgeneral Cevat’ın köşkü… Bir 19 Mayıs gününün arifesinde ilk hatıra gelen Orgeneral, beni, kapının önünde büyük bir nezaketle karşılıyor:
“Buyurun…” diyor, “Sizi tanıyacak gibi oluyorum ama…”.
Böyle vakitsiz rahatsız edişimin sebebini anlatarak kendimi tanıtıyorum.
Read MoreBandırma Vapuru’nun Kaptanları, Samsun Yolculuğunu Anlatıyor
Bandırma Vapuru’nun Kaptanı İsmail Hakkı Durusu’nun Anlatıkları
1919 tarihinde Bandırma Vapuru ile Atatürk’ü İstanbul’dan alıp Samsun’a götürdüğümüz seferde gerek hareketimizden evvel gerekse yolda şahidi olduğum ahvalden hatırıma gelenleri aşağıya yazdım:
Read MoreBihterin Vural Dinçkol’la Röportaj
Başlarken: 23 Nisan 1920 tarihinin üzerinden tam olarak 100 yılın geçtiği bugün, hukuk öğretisinde çalışmalarıyla önemli bir yere sahip olan ve aynı zamanda Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden de hocamız olan değerli Bihterin Vural Dinçkol’la yaptığımız bu kapsamlı röportajı yayınlamaktan mutluluk duyuyoruz. Röportaj sorularını, konuları bakımından oldukça kapsamlı tutmaya çalıştık. Türk İnkılabı, inkılabın metodu, etkileri, içerdiği devrimler, TBMM ve Kemalizm gibi meseleler üzerine sorduğumuz sorulara verdiği değerli yanıtlar ve bu süreçteki ilgisi için tekrar teşekkür ederiz.
Read More“92 Yaşında Bulunan Müşir Kâzım Paşa, Plevne Harbi’ni Anlatıyor”
“Harbiye mektebinin sağ kalan bir tek eski talebesi var!”, dediler, adresini tarif ettiler. Birden bire, Harbiye’nin yüzüncü yıl dönümünde bu en eski talebenin duygularını, hatıralarını, tespit etmeyi arzuladım.
Müşir Kâzım Paşa Büyükada’da, sahibi bulunduğu büyük bir otelin bir katında otururmuş, bana onun adını verenler ilave ettiler:
Read Moreİnönü’nün Kaleminden Atatürk: Atatürk’ün Birkaç Hususiyeti
Atatürk için benden bir yazı istediler. Kendisine bu kadar yakınlığım, bir bakıma göre bu mevzuda bana bazı imkânlar vermek lâzımdır. Bir bakıma göre de benim bu mevzudaki salâhiyetim münakaşa götürür. Her iki muhakemede de hakikatler bulunabilir. Bunların derecesini tayin etmeyi başkalarına bırakarak cesaretle ve memnuniyetle yazmaya başlayacağım.
Read MoreTürk İnkılâbı Ekseninde Diktatörlük, Atatürk ve Kemalizm
Sosyal bilimciler, gazeteciler veyahut siyasetçiler arasında yıllardır tartışılagelmiş ve gündeme getirilmiş bir konudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün bir diktatör olup olmadığı, kimi zaman ona hakaret maksadıyla söylenmiş, kimi zaman bilimsel tartışmalara konu olmuştur. Kimi zaman ise bunun gibi yazıların konusu olmuş ya da bağlantılı bir içerikte değinilmiş bir nokta olarak ortaya çıkmıştır.
Read More
Çanakkale Arıburnu Savaşları ve 27. Alay
Türk Müfrezeleri Düşmanın İhrac Kuvvetlerini Nasıl Karşıladılar?
Bölük komutanı ile yanında ihtiyatta bulunan üçüncü takımın hareketi ve Yüzbaşı Faik Efendinin ifadesi:
İngiliz kuvvetlerinin nasıl karaya çıktıklarını kendi ağızlarından dinledik. Read More
Bir Teğmenin Doğu Cephesi Günlüğü
6 Haziran 1915, Pazar
Sabah erkenden saat 5’te Karapınar’da 28. Fırka’ya katılma emrini aldık. Oradan da bu gece, icap ederse yarın gündüz fırkaca Başkale’ye hareket edilecek. Emirde Alayın derhal hareketi lazım gelirken, emir, Alay tarafından yanlış anlaşılmış. Buradan değil de, Karapınar’dan hareket için ikinci bir emri beklemek lazım. Askere iki günlük peksimet dağıttık, sabah yemeği ve bir günlük de ekmek verdik. Bilahare 28. Fırka’nın emri gereğince ikinci bir emri beklemek lazım imiş.
Bir Doktorun Harp Ve Memleket Anıları
-1908-
Meşrutiyetin ilanından iki ay önce bir sabah kalktığımız zaman mektebin koridor duvarlarında büyük harflerle “Hürriyet”, “Adalet”, “Müsavat” (eşitlik), “Uhuvvet”(kardeşlik) kelimelerinin yazılmış olduğunu gördük. Okul İdaresi telaşa düştü. Meşhur Zülüflü İsmail Paşa geldi. Soruşturma başladı. Şüphelendikleri talebeyi, bizim sınıftan İbrahim Mazlum, bizden sonraki sınıftan Nazım Şakir ve Esat Metroviçe’yi alıp götürdüler. Biz bunu İttihat ve Terakki Cemiyetinin Rumeli’de giriştiği İnkılap hareketinin işareti ve İstanbul’a bir müjde haberi olarak kabul ettik ve yine Meşrutiyet’in ilanından birkaç gün evvel mektebe gelen Temps gazetesinde; Şemsi Paşa’nın vurulduğunu, failinin yakalanamadığını büyük bir heyecan ve merak ile okumuş, anlamıştık.