Atatürk İlkeleri

Atatürk ilkeleri nedir?

Atatürk ilkeleri temel ve bütünleyici ilkeler olmak üzere iki grupta incelenir. Atatürk ilkeleri Atatürk Devrimleri’ne temel teşkil eden fikir ve düşüncelerdir. Atatürk İlke ve Devrimleri,Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırabilmek için bilimsel düşünceyi esas alan aklın ve mantığın çizdiği yollardır.

Temel Atatürk ilkelerinin amacı

Türk toplumunun refahını, mutluluğunu ve huzurunu sağlayarak çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmaktır. Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde bağımsız, onurlu ve mutlu bir yaşam sürmesini, Türkiye’nin uluslar arası ilişkilerde bağımsız ve saygın bir devlet olmasını sağlamaktır.

Temel Atatürk ilkelerinin özellikleri

1. Türk toplumunun ihtiyaçlarından doğmuştur.

2. Kabul edilmesinde hiçbir iç ve dış baskı yoktur.

3. Akla ve mantığa uygundur.

4. Birbirinden ayrılamaz bir bütünü oluşturan öğelerdir.

5. Türk milliyetçiliğine dayanır.

6. Milli bir nitelik taşır.

7. Gücünü Türk toplumundan alır.

Atatürk ilke ve inkılaplarının dayandığı temel esaslar

1. Milli Tarih bilinci,

2. Vatan ve millet sevgisi,

3. Milli bağımsızlık ve özgürlük,

4. Milli dil,

5. Çağdaş uygarlık düzeyine yükselmek,

6. Milli kültürün geliştirilmesi,

7. Türk milletine inanmak ve güvenmek,

8. Barışçılık,

9. Akılcılık ve bilim,

10. Milli birlik ve beraberlik, ülke bütünlüğü,

11. Egemenliğin millete ait olması.

Temel Atatürk ilkeleri

1. Cumhuriyetçilik

2. Laiklik

3. Milliyetçilik

4. Devletçilik

5. İnkılapçılık

6. Halkçılık

Cumhuriyetçilik

Cumhuriyet; egemenliğin halkta olduğu devlet yönetimi demektir. Cumhuriyet, demokrasinin bir uygulama şekli olup halkın kendi kendini yöneterek, yönetimde söz sahibi olduğu rejim demektir. Cumhuriyetçilik ise devlet yönetiminde cumhuriyetin bulunması demektir. Arapçada halk demek olan “cumhur” kelimesinden gelir. Bu bakımdan, halk ve yönetim kelimelerinin bir araya geldiği “demos” ve “kratos”, yani demokrasi sözcüğünün eş anlamlısı kabul edilebilir.

Cumhuriyetçilik ilkesi; dünyada ilk kez ABD’nin kurulması ile oluşmuş, Fransız Devrimi ile evrenselleşmiştir.

Atatürk’ün kendi ifadesiyle cumhuriyetçilik

1. Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.

2. Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir.

3. Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir….

4. Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilatımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilatıdır ki, onun adı Cumhuriyet’tir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir.

Cumhuriyetçilik ile ilgili inkılaplar

1. TBMM’nin açılması

2. Saltanatın kaldırılması

3. Cumhuriyetin ilanı

4. Halifeliğin kaldırılması

5. 1921 ve 1924 Anayasalarının kabulü

6. Çok partili hayat denemeleri

Laiklik

Laiklik, devletin vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca, herhangi bir inancın, özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir. Diğer bir tanımlamayla da devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir ki devlet düzeninin, eğitim kurumlarının ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilimedayandırılmasını amaçlar. Ayrıca, din işlerini kişinin vicdanına bırakarak bireyin din özgürlüğünü koruyabilmesini sağlar.

Laikliğe göre, insan yaşamında ibadetin dışında her türlü tasarruf, dine (kutsal kitaba) göre değil, anayasaya, yasalara ve kurallara göre yapılır. Din, kişinin özel yaşamının bir parçasıdır. Laiklik ise din ve dünya işlerinin ayrılmasıdır.

Atatürk’ün kendi ifadesiyle laiklik

1. Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti de demektir.

2. Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir.

3. Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz.

Laiklik ile ilgili inkılaplar

1. Saltanatın kaldırılması

2. Cumhuriyetin ilanı

3. Halifeliğin kaldırılması

4. Şeriye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılması

5. Şeriat Mahkemeleri’nin kaldırılması

6. Tevhid-i Tedrisat Yasası’nın çıkarılması

7. Tekke, Zaviye ve Türbelerin kapatılması

8. Maarif Teşkilatı Hakkındaki yasa

9. Medreselerin kapatılması Türk Medeni Yasası’nın kabulü

10. 1928’de “Devletin dini İslam’dır” maddesinin Anayasa’dan çıkarılması

11. 1937’de diğer Atatürk İlkerleri ile birlikte “Laiklik” ilkesinin Anayasa’ya eklenmesi

Milliyetçilik

Atatürk İlkeleri arasında son derece önemli bir ilke olan milliyetçilik, akılcılık, gerçekçilik, barışçılık ve cumhuriyetçilik ilkeleriyle bütünleşen ve bu ilkelerle çelişen yorumlara kapalı bir ilkedir.
Milliyetçilik ilkesi, ulusal savaşın çıkış noktasını oluşturmuş ve tüm tutsak ulusların kurtuluş hareketlerine ışık tutmuştur.

Atatürk’e göre millet; geçmişte bir arada yaşamış, bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı vatana sahip, aralarında dil, kültür ve duygu birliği olan insanlar topluluğudur. Atatürk ve Türk ulusu sayesinde Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ve bu sayede milliyetçilik ilkesi de ortaya koyulmuştur.

Atatürk’ün kendi ifadesiyle milliyetçilik

1. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkına Türk Milleti denir.

2. Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir soyun evlatları ve hep aynı cevherin damarlarıdır.

3. Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.

Milliyetçilik ile ilgili inkılaplar

1. TBMM’nin açılması

2. Saltanatın kaldırılması

3. Cumhuriyetin ilanı

4. 1921 ve 1924 Anayasalarının kabulü

5. Halifeliğin kaldırılması

6. Çok partili hayata geçiş

7. Kabotaj Kanunu’nun kabul edilmesi

8. Türk Tarih Kurumu’nun kurulması

9. Türk Dil Kurumu’nun kurulması

Devletçilik

Devletçilik, Mustafa Kemal Atatürk’ün 6 temel ilkesinden biridir. Ülkenin genel ekonomik faaliyetlerinin düzenlenmesi ve özel sektörün girmek istemediği veya yetersiz kaldığı ya da ulusal çıkarların gerekli kıldığı alanlara girmesini öngören ilkedir. Atatürk’ün devletçilik ilkesi; Türk toplumunun ulaşmak istediği çağdaş ve modern bir düzen için gerekli olan ekonominin güçlendirilmesi ve ulusallaştırılmasıdır. Devletçilik ilkesine göre, devlet ekonomiyle ilgili olarak doğrudan doğruya müdahale yapabilir. Ekonomik teşebbüsler sadece devlet tarafından yapılmayacak, özel teşebbüslere izin verilecek fakat hiçbir özel teşebbüs devlet kontrolünden ve teftişinden çıkamayacak.

Anayasamızda da yer alan devletçilik ilkesi, tüm ülkelerin ortak amacı olan toplumun esenlik ve mutlulugunui sağlayıcı toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmada devletin üstlenmesi gereken görevleri saptayan bir yöntemdir. Genel çizgileri ile özel girişimin yetki ve gücü dışında kalan ekonomik kalkınma ve örgütlenmeyi devlet eliyle ve araçları ile gerçekleştirmek ilkesidir.

Atatürk’ün kendi ifadesiyle devletçilik

1. Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsi faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak.

2. Prensip olarak, devlet ferdin yerine geçmemelidir. Fakat ferdin gelişmesi için genel şartları göz önünde bulundurmalıdır.

3. Kesin zaruret olmadıkça, piyasalara karışılmaz; bununla beraber, hiçbir piyasa da başı boş değildir.

Devletçilik ile ilgili inkılaplar

1. Teşvik-i Sanayi Kanunun çıkarılması

2. I. ve II. Beş Yıllık Kalkınma Planları

3. MTA ve Etibank’ın kurulması

4. Yabancı işletmeler, demiryolları, şirketlerin ulusallaştırılması

İnkılapçılık

İnkılapçılık (Devrimcilik), Türk ulusunun çağdaşlaşması yolunda yapılan Atatürk devrimlerinin benimsenmesi, geliştirilmesi ve her türlü tehlikelere karşı korunmasıdır.

Bu ilke, seçkinciliği açıkça yansıyan, halkla bütünleşmeye ve dolayısıyla demokratik yöntemlere büyük önem veren Türk milliyetçisi bir devrimcilik anlayışıdır. Kemalist Devrimcilik anlayışının iki yanı bulunur. Birinci yanı, eski düzenin geçerliliğini yitirmiş kurumlarını yıkıp, yerlerine çağın gereksinmelerini karşılayacak kurumları koymakla ilgilidir. Ama Kemalizm, bununla yetinmemekte, devrimciliği aynı zamanda sürekli olarak yeniliklere, değişimlere açıklık biçiminde anlatmakta ve kalıplaşmaya karşı çıkmaktadır.

Zamana göre geri kalmış kurumların ortadan kaldırılarak yerine ilerlemeyi, geliştirmeyi kolaylaştıracak kurumların kurulması amaçlanır. Batılılaşma ve çağdaşlaşma yolunda daima ileriye, çağdaş uygarlığa yönelmektir.

Atatürk’ün kendi ifadesiyle inkılapçılık

1. Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların, (devrimlerin) gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşleriyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır.

2. Biz büyük bir inkılap yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük.

İnkılapçılık ilkesinin türk toplumuna sağladığı faydalar

1. Türk toplumuna her yönden gelişme ve ilerleme yolunu açmıştır.

2. Kişisel egemenliğe son verilerek millet egemenliği kurulmuştur.

3. Türk Devleti, yeni kurumları ile çağdaş ve dinamik bir yapıya kavuşmuştur.

Halkçılık

Halkçılık ilkesi, ulusal egemenliği ön planda tutar ve demokrasiyi benimser. Devlet, vatandaşın refah ve mutluluğunu amaçlar. Vatandaşlar arasında iş bölümü ve dayanışmayı öngörür. Ulusun devlet hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanmasını sağlar. Atatürk’ün halkçılık ilkesinden anlaşılan; toplumda hiçbir kimseye, zümreye ya da herhangi bir sınıfa ayrıcalık tanınmamasıdır. Bütün herkes kanun önünde eşittir. Halkçılık ilkesine göre; hiçbir kimse başkalarına karşı din, dil, ırk, mezhep veya ekonomik açıdan üstünlük sağlayamaz.

Sınıf egemenliğini reddeder. Bireyler arasında her alanda fırsat eşitliğini amaçlar. Milli egemenliği esas alır. Halkçılığın amacı, halkın refah ve mutluluğunu sağlamaktır. Halkçılık; Cumhuriyetçilik ve Milliyetçilik ilkelerinin doğal sonucudur.

Atatürk’ün kendi ifadesiyle halkçılık

1. İç siyasetimizde ilkemiz olan halkçılık, yani milletin bizzat kendi geleceğine sahip olması esası Anayasamız ile tespit edilmiştir.

2. Halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir.

3. Türkiye Cumhuriyeti halkını ayrı ayrı sınıflardan oluşmuş değil fakat kişisel ve sosyal hayat için işbölümü itibariyle çeşitli mesleklere ayrılmış bir toplum olarak görmek esas prensiplerimizdendir.

Halkçılık ilkesi ile ilgili inkılaplar

1. Aşar vergisinin kaldırılması

2. Soyadı kanunun kabulu

3. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi

4. Kılık-kıyafet Kanunu’nun kabulü

5. Türk medeni kanunun kabulü

Temel Atatürk ilkelerini bütünleyici ilkeler

1. Ulusal egemenlik

2. Ulusal bağımsızlık

3. Ulusal birlik, beraberlik ve ülke bütünlüğü

4. Yurtta barış, dünyada barış

5. Bilimsellik ve akılcılık

6. Çağdaşlık ve batılılaşma

7. İnsan ve insanlık sevgisi

Ulusal egemenlik

Ulusal egemenlik; Devleti kurup yöneten en üstün güç olan egemenliğin kişilere veya belli zümrelere değil, doğrudan doğruya millete ait olmasıdır.

Cumhuriyetçilik ilkesini bütünler.

Ulusal bağımsızlık

Milli bağımsızlık, bağımsızlığın milletçe benimsenmesidir. Atatürk’ün dış politikasının temeli bağımsızlığa saygıdır. Ulusçuluğu bütünler.

Ulusal birlik

Ulusal Birlik ve Beraberlik ilkesi, Atatürk milliyetçiliğinin zorunlu bir sonucudur. Bu görüş ve anlayışa göre, millet ülkesiyle birlikte bölünmez bir bütündür.

Ortak gelecek ve barışı amaçlar. Milliyetçilik ve Halkçılığı bütünler. Laikliği simgeler.

Yurtta barış, dünyada barış

Yurtta barışın korunması tüm düşüncelere saygı duymaktan geçer. Dünyada barışın korunması ise diğer ulusların bağımsızlığına saygı duymaktan geçer. Yurtta barış, Milliyetçilik ve Halkçılık, dünyada barış ise Milliyetçilik ilkesini bütünler.

Bilimsellik ve akılcılık

Aklı temel alan uluslar mutlaka özgürlük düşüncesine ulaşacaklardır. Türk toplumunu uygar düzeye ulaştırmayı amaçlamıştır. Laiklik ve inkılapçılık ilkelerini bütünler.

Çağdaşlık ve batılılaşma

Çağdaşlık, siyasal bilimler açısından sanayileşmeye eşlik eden siyasal ve toplumsal değişiklikler olarak tanımlanır. Atatürk, uygarlığı bir milletin devlet hayatında, fikir hayatında ve ekonomik hayatta gösterdiği ilerlemenin bileşkesi olarak tanımlamaktadır. Egemenlik ve Halkçılık anlayışının zorunlu bir sonucudur.

Uygar dünyanın kurum ve kuruluşlarını almak gerekir. Batılılaşmadaki amaç; batıyı taklit etmek değil özünü yakalamaktır. İnkılapçılık ve Laikliği bütünler.

İnsan ve insanlık sevgisi

Milliyetçilik ve Halkçılık ilkesini bütünler. Atatürk kendi ifadeleriyle İnsan ve insanlık sevgisini şöyle anlatıyor;

1. İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıktan uzak ve son derece üzülünecek bir sistemdir. İnsanları mesut edecek yegane vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir.

2. Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız.

NOT: Yazı bu adresten alıntıdır.